EPMATİ YAPMAK
Empati Yapmanın Zorlukları
Bir terapist için “babalık sistemi” çekirdek aile ve onun üretken ve mutlu yaşantısıdır. Sonuç olarak bu tablo kurgusal ve özneldir. Yani 2008 yılında geçerliliği olan inandığımız bir öyküdür. Yani terapistin “idelaize” dünyası da diğer insanlarınki gibi bir öznellik içerir.
Görüştüğü kişi bu idealize dünya içine girdiğinde, yani kendi duygularını terapiste anlatmaya başladığında, terapistin görüştüğü kişi ile empati kurabileceği, uyum sağlayabileceği bir durum oluşmuş olur.
En kolay çocuklarla empati yaparız. Çocukların henüz yeteri kadar programla yüklenmiş olmaması bunun en önemli nedenidir. Bir çocukla aranıza koyacağınız mesafe o çocuğun sizin gibi olacağı bir süreci kapsar. Bir erişkin ise geriye dönülmez bir şekilde sizin bulunduğunuz noktadan başka bir noktaya gitmiştir.
Çocuklar büyüdükçe ve kendi başlarına ayrı yollar seçmek istediklerinde anne ve babalarının büyük bir direnci ile karşılaşabiliyorlar.
Empati yapmanın önündeki en büyük zorluklardan biri saldırgan ve paranoid tepkidir. İşyerinde size kaba saba davranan sizinle alay eden bir kişiyi anlamak için fazla çaba harcamazsınız. Daha çok o kişiye karşı bir savunma hattı oluşturursunuz.
Oluşturduğunuz savunma hattının nasıl olacağı sizin nasıl bir insan olduğunuzla ilgilidir.
O kişi ile hiç konuşmayabilirsiniz.
Dalga geçebilirsiniz.
Söylediklerini ciddiye almayabilirsiniz.
Saldırganca davranabilirsiniz vs vs.
Karşımızdaki insanı anlamak ve kendimizi anlamak arasında bir ilişki vardır. Bir kişi kendini ne kadar iyi anlayabiliyorsa, karşısındaki insanı da o kadar iyi anlayacaktır. Dolayısıyla derinlemesine bir kavrayışın iki yanlı olması gerektiğini unutmamak gerekir.
“Sen ne kadar anlatırsan anlat karşındakinin anlayabildiği kadar anlatırsın. “
Terapist bazen görüştüğü kişi ile empati yapmakta zorlanır.
Empati zorluğu terapist için bir alarm işaretidir.
Empati zorluğu hepimizin bildiği bir yaşantıdır aslında. Karşımızdaki insanı dinlerken bazen ilgimiz azalır, uyuma isteğimiz artar, anlatan insana öfkeleniriz, ona katılmadığımız, anlattığı olayda onun tarafını değil de tartıştığı kişinin tarafını tutarız.
Bu günlük yaşantılarımızda kayda değer bir olay olmayabilir.
Terapide ise bu önemsenmesi gereken bir noktadır. Eğer terapist görüştüğü kişiyi dinlerken, onun gibi algılama pozisyonundan çıkıyorsa, burada bir sorun var demektir.
Çocuk ve Empati
Brecht’in Kafkas Tebeşir Dairesi adlı oyununda:
“gerçek annenin doğuran mı yoksa büyüten mi olduğu tartışılır. Oyunun kırılma noktası mahkeme sahnesidir. Yargıç çocuğun velayetini vermek için çocuğu mahkemenin ortasına koyar. Hem gerçek annesini hem de çocuğu büyüten kadını sınamak ister. Çocuğu kollarından çekmeleri sonucu çocuk kimin elinde kalırsa velayeti ona vereceğini söyler. Çocuğu doğuran anne var gücüyle asılır çocuğun koluna. Büyüten ise çekemez bırakır. Çünkü canının yanmasından korkmaktadır...”
Brecht iki kadının çocuğa farklı yaklaşımını güzel bir örnekle anlatmış.
Bir kadın sahip olma hırsı ile çocukla ilişki kurmuş. Çocuğu sahiplenmek istemiş.
Diğer kadın çocukla empati yaparak ilişki kurmuş.
Kohut’un empati üzerine yazdığı bir makalede de benzer bir örnek var:
“Homeros'un anlattığına göre, Yunanlılar Troya seferi için organize olmaya başladıklarında bütün şefleri, adamları, gemileri ve malzemeleriyle kendilerine katılmak üzere askere almışlar. Ama İthaka'nın, genç yetişkinliğinin baharında, genç bir karısı ve bebek bir oğlu olan kralı Odysseus, savaşa gitmek konusunda hiç de hevesli değilmiş. Yunan devletlerinin elçileri durumu değerlendirmek ve Odysseus'u itaate zorlamak üzere geldiklerinde, kendini hasta göstermiş ve deli taklidi yapmış. Delegeler -Agamemnon, Menelaos ve Palamedes- onu, boyunduruğa beraber koştuğu bir öküz ve bir eşekle tarla sürer ve sabanın açtığı izlere omzunun üzerinden tuz savururken bulmuşlar. Başında genelde Doğulular'ın giydiği türden, koni biçiminde, komik bir şapka varmış. Ziyaretçilerini tanımıyormuş gibi yapmış ve aklını kaçırmış olduğuna dair her türlü işareti vermiş. Ancak Palamedes onun hile yaptığından şüphelenmiş. Odysseus'un bebek oğlu Telemakhos'u yakalayıp, Odysseus'un ilerlemekte olan sabanının önüne fırlatmış. Odysseus oğlunu incitmemek için hemen sabanıyla bir yarım çember çizmiş. Bu hareketiyle akıl sağlığının yerinde olduğunu gösterip, sadece Troya'ya gitmekten kaçabilmek için deli numarası yaptığını itiraf etmek zorunda kalmış.” (3)
Kohut ve Empati
“Kohut, empati ile ilgili ilk yazılarında, empatiyi "aracılı iç-gözlem" (vicarious introspection) olarak tanımlayıp ve bir insanın iç dünyasını keşfetmek için en önemli araçlardan biri olarak değerlendirmiştir.
Kohut'a göre terapistin kendisini sürekli olarak hastanın yerine koyup, eğer hastanın yerinde olsaydı neler hissedebileceğini kendi iç-gözlemi yoluyla anlamaya çalışması gerekmektedir (Kohut 1959).
Kohut, empati ve iç-gözlemin, psikolojik verileri gözlemlemenin en önemli iki yolu olduğunu belirtmiş ve bu iki bilgi kaynağının değerli bilimsel araçlar olduğunu iddia etmiştir (Kohut 1959).
Kohut'un "Kendiliğin Analizi" (The Analysis of the Self) kitabının yayınlanmasıyla, empati, bir grup psikoterapist için kişiliğin gelişimi kuramı ve psikanalitik teknik açısından çok önemli bir kavram haline gelmiştir. Bu dönemde empati, çok geniş ve kapsamlı bir şekilde, bir kişinin diğer bir kişinin bilinçli ve bilinçsiz tüm psikolojik süreçlerine duyarlılığı olarak algılanmaya başlanmıştır (Levy 1985). Fakat Kohut, Kendiliğin Analizi'nde, empatik hatalardan da bahsetmiş ve empatinin psikolojik veri elde etmede çok sınırlı bir araç olduğunu belirterek uyarıda bulunmuştur (Kohut 1971).” (4)
Empati terapinin ve psikolojik analizin bütün tekniği değildir ama:
Empati yaparak dinleme bir kişiyi bir makine gibi değil, gerçekten ruhu olan, duyguları olan bir insan olarak anlamak için gereklidir.
Empati olmadan terapi olmaz.
Dr.Kubilay Boğoçlu
Psikiyatri Uzmanı
1- Otto Kernberg / Sınır Durumlar ve Patolojik Narsizm / Metis Yayınları
2- amphitrite / itusozluk.com / Kafkas tebeşir dairesi
3-Heinz Kohut / İÇEBAKIŞ, EMPATİ VE AKIL SAĞLIĞININ YARIM ÇEMBERİ / icgoru.com
4-M.Haluk Özbay, Banu Işık Canpolat / Psikoterapide Empati-Nesnellik İkilemi / Klinik Psikiyatri 2003: 6
Bir terapist için “babalık sistemi” çekirdek aile ve onun üretken ve mutlu yaşantısıdır. Sonuç olarak bu tablo kurgusal ve özneldir. Yani 2008 yılında geçerliliği olan inandığımız bir öyküdür. Yani terapistin “idelaize” dünyası da diğer insanlarınki gibi bir öznellik içerir.
Görüştüğü kişi bu idealize dünya içine girdiğinde, yani kendi duygularını terapiste anlatmaya başladığında, terapistin görüştüğü kişi ile empati kurabileceği, uyum sağlayabileceği bir durum oluşmuş olur.
En kolay çocuklarla empati yaparız. Çocukların henüz yeteri kadar programla yüklenmiş olmaması bunun en önemli nedenidir. Bir çocukla aranıza koyacağınız mesafe o çocuğun sizin gibi olacağı bir süreci kapsar. Bir erişkin ise geriye dönülmez bir şekilde sizin bulunduğunuz noktadan başka bir noktaya gitmiştir.
Çocuklar büyüdükçe ve kendi başlarına ayrı yollar seçmek istediklerinde anne ve babalarının büyük bir direnci ile karşılaşabiliyorlar.
Empati yapmanın önündeki en büyük zorluklardan biri saldırgan ve paranoid tepkidir. İşyerinde size kaba saba davranan sizinle alay eden bir kişiyi anlamak için fazla çaba harcamazsınız. Daha çok o kişiye karşı bir savunma hattı oluşturursunuz.
Oluşturduğunuz savunma hattının nasıl olacağı sizin nasıl bir insan olduğunuzla ilgilidir.
O kişi ile hiç konuşmayabilirsiniz.
Dalga geçebilirsiniz.
Söylediklerini ciddiye almayabilirsiniz.
Saldırganca davranabilirsiniz vs vs.
Karşımızdaki insanı anlamak ve kendimizi anlamak arasında bir ilişki vardır. Bir kişi kendini ne kadar iyi anlayabiliyorsa, karşısındaki insanı da o kadar iyi anlayacaktır. Dolayısıyla derinlemesine bir kavrayışın iki yanlı olması gerektiğini unutmamak gerekir.
“Sen ne kadar anlatırsan anlat karşındakinin anlayabildiği kadar anlatırsın. “
Terapist bazen görüştüğü kişi ile empati yapmakta zorlanır.
Empati zorluğu terapist için bir alarm işaretidir.
Empati zorluğu hepimizin bildiği bir yaşantıdır aslında. Karşımızdaki insanı dinlerken bazen ilgimiz azalır, uyuma isteğimiz artar, anlatan insana öfkeleniriz, ona katılmadığımız, anlattığı olayda onun tarafını değil de tartıştığı kişinin tarafını tutarız.
Bu günlük yaşantılarımızda kayda değer bir olay olmayabilir.
Terapide ise bu önemsenmesi gereken bir noktadır. Eğer terapist görüştüğü kişiyi dinlerken, onun gibi algılama pozisyonundan çıkıyorsa, burada bir sorun var demektir.
Çocuk ve Empati
Brecht’in Kafkas Tebeşir Dairesi adlı oyununda:
“gerçek annenin doğuran mı yoksa büyüten mi olduğu tartışılır. Oyunun kırılma noktası mahkeme sahnesidir. Yargıç çocuğun velayetini vermek için çocuğu mahkemenin ortasına koyar. Hem gerçek annesini hem de çocuğu büyüten kadını sınamak ister. Çocuğu kollarından çekmeleri sonucu çocuk kimin elinde kalırsa velayeti ona vereceğini söyler. Çocuğu doğuran anne var gücüyle asılır çocuğun koluna. Büyüten ise çekemez bırakır. Çünkü canının yanmasından korkmaktadır...”
Brecht iki kadının çocuğa farklı yaklaşımını güzel bir örnekle anlatmış.
Bir kadın sahip olma hırsı ile çocukla ilişki kurmuş. Çocuğu sahiplenmek istemiş.
Diğer kadın çocukla empati yaparak ilişki kurmuş.
Kohut’un empati üzerine yazdığı bir makalede de benzer bir örnek var:
“Homeros'un anlattığına göre, Yunanlılar Troya seferi için organize olmaya başladıklarında bütün şefleri, adamları, gemileri ve malzemeleriyle kendilerine katılmak üzere askere almışlar. Ama İthaka'nın, genç yetişkinliğinin baharında, genç bir karısı ve bebek bir oğlu olan kralı Odysseus, savaşa gitmek konusunda hiç de hevesli değilmiş. Yunan devletlerinin elçileri durumu değerlendirmek ve Odysseus'u itaate zorlamak üzere geldiklerinde, kendini hasta göstermiş ve deli taklidi yapmış. Delegeler -Agamemnon, Menelaos ve Palamedes- onu, boyunduruğa beraber koştuğu bir öküz ve bir eşekle tarla sürer ve sabanın açtığı izlere omzunun üzerinden tuz savururken bulmuşlar. Başında genelde Doğulular'ın giydiği türden, koni biçiminde, komik bir şapka varmış. Ziyaretçilerini tanımıyormuş gibi yapmış ve aklını kaçırmış olduğuna dair her türlü işareti vermiş. Ancak Palamedes onun hile yaptığından şüphelenmiş. Odysseus'un bebek oğlu Telemakhos'u yakalayıp, Odysseus'un ilerlemekte olan sabanının önüne fırlatmış. Odysseus oğlunu incitmemek için hemen sabanıyla bir yarım çember çizmiş. Bu hareketiyle akıl sağlığının yerinde olduğunu gösterip, sadece Troya'ya gitmekten kaçabilmek için deli numarası yaptığını itiraf etmek zorunda kalmış.” (3)
Kohut ve Empati
“Kohut, empati ile ilgili ilk yazılarında, empatiyi "aracılı iç-gözlem" (vicarious introspection) olarak tanımlayıp ve bir insanın iç dünyasını keşfetmek için en önemli araçlardan biri olarak değerlendirmiştir.
Kohut'a göre terapistin kendisini sürekli olarak hastanın yerine koyup, eğer hastanın yerinde olsaydı neler hissedebileceğini kendi iç-gözlemi yoluyla anlamaya çalışması gerekmektedir (Kohut 1959).
Kohut, empati ve iç-gözlemin, psikolojik verileri gözlemlemenin en önemli iki yolu olduğunu belirtmiş ve bu iki bilgi kaynağının değerli bilimsel araçlar olduğunu iddia etmiştir (Kohut 1959).
Kohut'un "Kendiliğin Analizi" (The Analysis of the Self) kitabının yayınlanmasıyla, empati, bir grup psikoterapist için kişiliğin gelişimi kuramı ve psikanalitik teknik açısından çok önemli bir kavram haline gelmiştir. Bu dönemde empati, çok geniş ve kapsamlı bir şekilde, bir kişinin diğer bir kişinin bilinçli ve bilinçsiz tüm psikolojik süreçlerine duyarlılığı olarak algılanmaya başlanmıştır (Levy 1985). Fakat Kohut, Kendiliğin Analizi'nde, empatik hatalardan da bahsetmiş ve empatinin psikolojik veri elde etmede çok sınırlı bir araç olduğunu belirterek uyarıda bulunmuştur (Kohut 1971).” (4)
Empati terapinin ve psikolojik analizin bütün tekniği değildir ama:
Empati yaparak dinleme bir kişiyi bir makine gibi değil, gerçekten ruhu olan, duyguları olan bir insan olarak anlamak için gereklidir.
Empati olmadan terapi olmaz.
Dr.Kubilay Boğoçlu
Psikiyatri Uzmanı
1- Otto Kernberg / Sınır Durumlar ve Patolojik Narsizm / Metis Yayınları
2- amphitrite / itusozluk.com / Kafkas tebeşir dairesi
3-Heinz Kohut / İÇEBAKIŞ, EMPATİ VE AKIL SAĞLIĞININ YARIM ÇEMBERİ / icgoru.com
4-M.Haluk Özbay, Banu Işık Canpolat / Psikoterapide Empati-Nesnellik İkilemi / Klinik Psikiyatri 2003: 6